30 Haziran 2009 Salı

Yuvaya döndüm...

Kasvet ve karamsarlıkla dolu bir ruh halinden sonra, bir yolculuk ve üstüne bir dolu koşturmaca ile hafta sonunu tamamladım çok şükür. Sevgilişin ablasının nişanını da yaptıkdan sonra artık bana düşen görevleri bir süreliğine de olsa tamamlamış bulunuyorum. Nişan heyecan dolu coşku dolu bir tören fakat benim için buruk ve eksik geçen bir tören oldu. Hatta bir ara gözyaşlarımda bu burukluğuma eşlik etti ister istemez. Böyle günlerde insanın sevdiğini yanında istemesi bu güzel anı paylaşmak istemesi normal değil midir?? İçten içe kırgın olduğumuzu farkettik sevgilişimle; hayırlı bir olayın çok bekletilmesine gerek olmadığı düşünen biri olsam da bir insanın kardeşi gelemiyorken yangından mal kaçırır gibi nişan düğün gibi işlere girişmesini de kafam almıyor. Ablamızın düğünü bile neredeyse aşkım askerden dönmeden yapıp konuyu kapatacağını düşünmeye başlamıştıkki annemiz devreye girdi. Bu düğünün yapılabilmesi için sevgilişimin de askerliğinin bitmiş olması şartı kondu. İnsan aradığı aşkı bulunca haliyle vakit kaybetmek istemiyor bunu anlıyorum ama yine de bu aceleyi içime sindiremiyorum. Anlaşıldığı üzere kafam karışık bi tarafta mutlu ve aceleci bir çift diğer tarafta eksikliğini yaşadığımız sevgilişim. Neyse bu günlerde, bu kırgınlıklar, karışıklıklarda geçecek elbet zamana güveniyorum ben.
Ailem hafta sonu tatile gidiyor ben evlilik döneminde izne ihtiyacım olacağı için bu sene de Anka.rayı bekliyor olacağım hoş kardeşimde yanımda olacak ama onun yoğun çalışma temposunu düşününce tatil yalnız geçecekmiş gibi olacak. Bu arada dinlenmek ve yeniden enerji toplayabilmek için, kendimle uğraşmak için baya vaktim olacak gibi. Artık daha iyi, daha pozitif bir Bucu lazım bana. Herşey güzel olacak sadece zaman...

Hiç yorum yok: