1 Haziran 2009 Pazartesi

Gelincik...

Çok mutluyum hem de çok Af.yona gidip bir güncük de olsa aşkımla vakit geçirmek bana ve tabi ki ona o kadar iyi geldi ki. Sanki enerji doldum pilim yenilendi. Onu o kadar çok özlemişimki çok değişmiş kilo vermiş, ister istemez bronzlaşmış daha da bi yakışıklı göründü gözüme :) dedim benim de bişeyler yapmam lazım bu kilo verme işine iyice yoğunlaşmam lazım baksana sevgiliş almış başını gidiyor forma giriyo yanında güzel durmak lazım :) Şaka bi yana onu gerçekten öyle özlemişim ki karşımda görünce gözyaşlarımı tutamadım... Yoğun ve zorlu günler geçirdiğini biliyorum ama sonunda herşey bizim için çok daha güzel olacak ve ben bunun için dayanıyorum diyor. İnşallah günler çabucak geçecek, ben ve benim gibi sevdiğinin yolunu gözleyenler mutlu sona varacak... Bu ziyaretleri sıklaştırmaya karar verdim en azından ay da bir gitmekte fayda var arayı uzun tutunca olmuyor bütün dengemiz alt üst oluyor.
Bu arada bu ziyaret sayesinde farkettim ki bahar gelmiş yurduma; büyük şehirde betonlaşmadan mı farkedemiyoruz yoksa benim inişli çıkışlı ruh halimden ötürümü göremiyordum bilmiyorum ama her yer yeşermiş hatta rengarek çiçeklerle dolmuş. Özellikle başlıktanda anlaşılacağı gibi gelincikler basmış dört bir yanı ne de çok severim gelinciği utanmasam otobüs şöförüne durunda biraz şu gelincik tarlasının içinde kendimi kaybedeyim diyecektim. Her taşın arasından her boşluktan taze çiçekler fışkırmış, bol yağışlı geçen kış şimdi bütün güzelliklerini sermiş ayaklar altına. Ne enterasan çiçektir şu gelincik hep farklı gelmiştir bana rengiyle, duruşuyla insanın başını döndürürken koparıp sahiplenmeye kalktığın anda büküverir boynunu. Sever belli ki özgürlüğü yerini kendi seçer bazen tek başına bazen yüzlercesi bir arada ama hep toprağına sadık. Böyle tuhaf kıpır kıpır düşüncelerle seyrettim gelincikleri aklım aşkımda ve o kıpkırmızı tarlalarda kaldı.Tavsiye ederim eğer fırsatını bulursanız biraz olsun şehir dışına doğru uzanın ve gelinciklerin büyüsüne bırakın kendinizi...

Hiç yorum yok: