21 Nisan 2009 Salı

Yollara vurayım kendimi...

E bahar geldi dedik ya benim içime kurt düşmese şaşardım. İş yerinde duvarlar üstüme üstüme geliyor zaten sabah üst yönetimle bir toplantıya girmişiz ki tam eğlencelik bir ara İMDATTTTT diye bağırarak arkama bile bakmadan kaçmayı düşündüm. Kendimi ilk dafa bu kadar zor tuttum yani. Neyse daha fazla daralmış psikolojiyle oturmayı istemiyorum hemen silkelenip kendime gelsem iyi olacak. Dışarda ışıl ışıl bir güneş hafiften bir esinti insanın içini gıdıklıyor resmen. Toplantı uzadığı için öğle arasında yürüyüşümü yapamadım ama dün hem öğlen hem de akşam sıkı bir yürüyüş yaptığım için bugün içim rahat kendimi üzmüyorum. Bu aralar aklıma bir de yüzmek düştü kendime şartları uygun bir havuz bulursam harika olacak ama nasıl denk getiricem bilmiyorum... Geçen senelerde gayet düzenli yüzüyordum ve çok da faydasını görmüştüm. Ayrıca vaktin nasıl geçtiğini anlamayıp baya bi deşarj oluyordum. Bu konu üzerine yoğunlaşayım ben en iyisi.

Şu anda şöle bol çiçekli böcekli cıvıl cıvıl bir yerde olabilsem sessizliği dinlesem, ayaklarımı uzatıp havanın keyfini çıkarsam, kahvemi içip kitabımı okusam istiyorum. Tembel miyim neyim anlamadım ki :)

İyice miskinliğe yenilmeden ben bir dolanıp geleyim bir temiz hava alayım ama öncesinde dün yediklerimi (7.gün pazartesi ) yazayım :

sabah: kepek ekmeği ve kaşar + yeşil çay
ara : su
öğle : 4 yemek kaşığı zeytinyağlı kereviz yemeği
ara : 2 si 1 arada nescafe
akşam : 1 tabak kavurma + salata
ara : -

görüşmek gülüşmek üzere :)

Hiç yorum yok: